Katkı maddesi içermeyen, doğal yollarla üretilen bir gıda ürünü olarak son yıllarda adını daha sık duyduğumuz organik kahve, organik tarımın ürün yelpazesi içerisinde önemli bir konumda yer almaktadır. Dünyanın birçok ülkesinde farklı markalar aracılığıyla tüketiciyle buluşmaktadır. ‘’Organik’’ ibaresiyle satışa sunulabilmesi için organik tarım sertifikasına sahip olması gerekmektedir.
Bir paket organik kahve ile ‘’organik’’ ibaresi içermeyen kahve arasındaki fark nedir dersiniz? ‘’Organik kahve nedir?’’ sorusu bu şekilde anlam kazanıyor. Sürdürülebilir tarım yöntemlerinin ön planda olduğu, endüstriyel tarımın uygulanmadığı, kimyasal ürünlerin kullanılmadığı arazilerde yetişen kahve çekirdekleri organik kahve olarak tanımlanıyor. Organik tarım anlayışının hakim olduğu arazilerin yakınlarında bir sanayi bölgesi ya da otoban yer almıyor. Bu durum arazilerin organik tarıma elverişli olabilmesi için son derece önemli.
Organik tarımla elde edilen organik kahve dünyanın birden fazla noktasında üretiliyor. Bu noktalar Batı Sumatra (Endonezya), Tambopata vadisi (Peru), Palestina, Huila (Kolombiya), Guji, Danbi Uddo – Shakiso (Etiyopya), Batı Ruanda, Nyamasheke (Ruanda), Chiapas (Meksika) olarak sıralanmaktadır. Bu noktalar dışında da yer yer organik kahve üreticiliği görülmektedir.
Organik kahve, hazırlanış bakımından birden fazla şekilde kullanılabilmektedir. Kahve çeşitleri birbirine çok yakın tatlar içerse de bazı ufak detaylar birbirinden farklı isimlere sahip yüzlerce farklı kahve isminin ortaya çıkmasını sağlamıştır. Özellikleri açısından farklı olarak isimlendirilen kahveler, tat açısından birbirlerinden çok ayrı noktalarda sayılmazlar. Kahvenin hazırlanış bakımından en temel sınıflandırması şu şekilde:
Türk Kahvesi: Kökeni Osmanlı İmparatorluğu zamanına dayanmaktadır. UNESCO'nun somut olmayan kültürel miras listesine 2013 yılında dahil edilmiştir. Türk kahvesinin yapımında Brezilya’da yetişen kahve çekirdekleri kullanılmaktadır. Bu çekirdekler çok ince bir şekilde öğütülerek cezvede pişirilmekte ve fincanda servis edilmektedir. Bu 8 farklı kahve hazırlama yönteminden yalnızca biri olarak ülkemizde son derece yaygın.
Espresso: Avrupa’da son derece yaygın bir şekilde tüketilen bir kahve türü. İnce çekilmiş kahvenin aromasını yüksek basınç uygulayarak suya taşıma yöntemi olarak biliniyor. Bu işlem tabii ki özel üretilen espresso makinelerinde gerçekleşiyor. Keskin kokusu ve hoş aromasıyla Türkiye’de de giderek yaygınlaştığı söylenebilir.
Latte: Espresso’nun süt ilave edilmiş hali olarak özetlenebilir. Latte’de aranan bir diğer şey ise şüphesiz beyaz bir köpük! Çoğunlukla Avrupa’da ilgi görmektedir.
Mocha: Latte’nin çikolata ilave edilmiş başka bir halidir. Çikolata ilavesiyle daha yoğun bir kıvama sahip olduğu söylenebilir. Çikolata yerine karamel eklendiği de görülmektedir. Mocha’nın üzerine bırakılan şekiller, bu kahve çeşidini daha popüler kılmaktadır.
Filtre Kahve: Hazırlanış itibariyle diğer kahve çeşitlerinden büyük ölçüde ayrıldığı söylenebilir. Kahvenin demlenerek elde edilmiş bir halidir. Orta kavrulmuş kahve filtre makinesiyle demlenir ve servis edilir. Filtre kahve için kullanılacak kahve tozunun taze olması son derece önemlidir.
Kahve çeşitleri, kahve çekirdekleriyle değil kahvenin hazırlanış biçimiyle alakalı bir sınıflandırma olarak görülmelidir. Ancak bu çeşitlerin kalitesi de kahve çekirdeklerinin organik tarımla üretilebilmesiyle ilişkilidir. Sürdürülebilir tarım yöntemlerinin uygulandığı alanlarda yetişen organik kahve, bu açıdan son derece önemli.